Panorama 1453 Tarih Müzesi iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm girişten başlayıp panoramik resme giden güzergâhtadır. Bu güzergâhta kalıcı olarak hazırlanan Panorama 1453 daimi sergisi yer almaktadır.
Muhtevası Doç. Dr. Erhan Afyoncu ve Yrd. Doç. Dr. Coşkun Yılmaz tarafından hazırlanan serginin danışmanlığını Mimar M. Hilmi Şenalp, tasarımını ise Özkul Eren üstlenmiştir. İstanbul’un kuruluşundan başlayıp, İstanbul’un kuşatmasını, fethini, Fatih Sultan Mehmed’in hayatını, hukuk, sanat, medeniyet, kültür ve İstanbul’u inşa faaliyetlerini, savaşların orijinal minyatür, gravür ve resimler eşliğinde anlatıldığı ve günümüz bakış açısıyla fethin resmedildiği modern minyatür çalışmalarının yer aldığı serginin bitiminde, panoramik resmin bulunduğu platformun girişi başlamaktadır. Kısa ve karanlık bir koridorun bitiminde ise ziyaretçiler kendilerini birden 29 Mayıs 1453 gününün şafak vaktinde hissetmekte ve adeta şehre giriş anına şahitlik etmektedirler.
Haşim Vatandaş’ın yönetiminde, Ramazan Erkut, Ahmet Kaya, Oksana Legka, Yaşar Zeynalov, Hasan H. Dinçer, Atilla Tunca ve Murat Efe’den oluşan sanatkâr grubun çizdiği resim 38 metre çaplı bir yarım küre üzerine yapılmıştır. Yarım kürenin iç yüzeyini kaplayan resim, 2350 metrekare olup, resimle ziyaretçi platformu arasındaki 650 metrekarelik büyüklüğe ulaşmakta ve ziyaretçiyi her yönden kuşatmaktadır.
Panorama 1453 Tarihi Müzesi’ni dünyanın diğer panoramik müzelerinden ayıran ve üstün kılan özelliği de bu resimdir. Çerçevesi ve sınırı olan bir resim ne kadar derinlik ve üç boyut algısı uyandırırsa uyandırsın, çerçevesi ya da sınırı görülebildiği için ne kadar uzakta olduğu anlaşılır. Panorama 1453 Tarih Müzesi’ndeki çalışmada, resmin bittiği yer diye bir şey olmadığı için, resme bakan kişi optik alışkanlıklarıyla eserin gerçek boyutlarını kavrayamamaktadır. Ziyaretçi, platforma çıktığı anda 10 saniye kadar süren bir şok yaşamaktadır. Bu durum, resmin gerçekliğini ve boyutlarını kavramayı sağlayacak referanslar, başlangıç ve bitiş gibi dayanak noktaları bulamamanın şaşkınlığıdır. Burası insana, kapalı bir mekâna girildiği halde, bir şekilde tekrar üç boyutlu dış mekâna çıkılmış duygusunu yaşatıyor. Dünyadaki örnekleri arasında tam panorama olması dolayısıyla da bir ilk olan Panorama 1453 resim platformunda ziyaretçi, Sultan II. Mehmed’in binlerce askerinin tekbir sesleri ve Mehter Marşları eşliğinde o ruhu ve günü yeniden keşif ve idrak ediyor.
Resimde 10.000 figür çizimi vardır. Çerçevesi ve sınırı olan bir resim, ne kadar derinlik ve üç boyut duygusu uyandırırsa uyandırsın çerçevesini ya da sınırını görebiliyorsanız, onun sizden ne kadar uzakta asılı olduğunu anlarsınız. “İstanbul 1453 Panoramik Müzesi”ndeki çalışmada resmin bittiği yer diye bir şey olmadığı için, resme bakan kişi optik alışkanlıklarıyla eserin gerçek boyutlarını kavrayamayacaktır. İzleyici, platforma çıktığı anda 10 saniye kadar sürecek bir şok yaşamaktadır. Bu durum, resmin gerçekliğini ve boyutlarını kavramayı sağlayacak referanslar, başlangıç ve bitiş gibi dayanak noktaları bulamamanın şaşkınlığıdır.
Burası insana, kapalı bir mekâna girildiği halde, bir şekilde tekrar üç boyutlu dış mekâna çıkılmış duygusunu yaşatmaktadır.
Fiziki Konum
Panorama 1453 Tarih Müzesi kadar inşa edildiği alan da anlamlı bir tercihin ifadesidir. Çünkü Müze geçmişte Topkapı’daki Trakya Otogarı’nın olduğu alanda, bugün ise Topkapı Kültür Parkı’nın içinde, askerlerin şehre girdiği ilk noktalara şahitlik eden bir noktada yükselmektedir.Müzenin durduğu noktadan bakıldığında, sol tarafta Edirnekapı surları, karşı tarafta ise Topkapı surları yani Konstantiniyyeyi, İslambol ve İstanbul yapan ilk harekâtın gerçekleştiği yani Osmanlı askerinin şehre girdiği kapı, sağ tarafta ise Silivrikapı surları görülmektedir. Müzede yaşlısı ve genciyle 7’den 70’e fetih hadisesini en etkili şekilde yaşayanlar, burada “üç beş adımlık” mesafedeki bu surları inceleme, ordugâh kurulan alanlarda o havayı teneffüs etme, müzenin yer aldığı Topkapı Kültür Parkı içerisinde dinlenme ve eğlenme imkânı da bulmaktadır.